-
Zeynullah Vatansever
Tarih: 05-01-2025 23:23:00
Güncelleme: 05-01-2025 23:23:00
Eskiden mutfaklarımızda sıkça duyulan bir cümle vardı: “Patates kızartmasını ekmekle ye, hemen bitmesin.” Türkiye’nin her köşesinde bir gelenekti bu. Patatesin doyurucu ama pahalı olmayan yapısı, ekmeğin ise sofraların temel gıdası olması, bu alışkanlığın temelini oluşturuyordu. Ancak bugün, ekonomik şartlar o kadar değişti ki bu cümlenin yerini artık şu alabilir: “Ekmek yiyene patates ver, ekmek hemen bitmesin!”
2024 itibarıyla ekmeğin kilogram fiyatı 70 TL’ye dayanmış durumda. Aynı dönemde, patatesin kilogram fiyatı ise 15 TL civarında. Bu rakamlar, sadece sofralarımızdaki alışkanlıkları değil, aynı zamanda ekonomik dengeyi de kökünden sarsıyor.
Ekmek, yüzyıllardır Anadolu mutfağının temel taşı. Tarımın ve yerli buğdayın bereketli topraklarımızda hayat bulması, ekmeği kültürümüzün bir parçası haline getirdi. Ancak artan üretim maliyetleri, döviz kuru dalgalanmaları ve enflasyon, bu temel gıdayı artık ulaşılması zor bir hale getiriyor.
Küresel gıda krizleri, tarım ürünlerine olan talebin artması ve iklim değişiklikleri, gıda fiyatlarını etkileyen başlıca nedenler arasında. Ancak Türkiye özelinde, tarımda dışa bağımlılık ve üretim politikalarındaki eksiklikler de bu tabloyu daha da zorlaştırıyor.
Ekmek fiyatlarındaki yükseliş, sadece bir tarım politikası sorunu değil, aynı zamanda ekonomik gelir adaletsizliğinin de bir yansıması. Düşük gelirli haneler için ekmek, halen ana besin kaynağı olmaya devam ediyor. Ancak fiyatlardaki bu artış, bu temel ihtiyacın bile karşılanmasını güçleştiriyor.
Eskiden “doyurucu” olarak nitelendirilen patates, sofralarda ekmeğin tamamlayıcısıydı. Bugün ise fiyat dengesi değiştiği için, ekonomik olarak patates daha erişilebilir bir gıda haline geldi. Bu durum, kültürel alışkanlıklarımızı bile değiştirme potansiyeli taşıyor. Artık ekmek, sofralarda daha “korunur” bir ürün haline geliyor ve hatta tasarruflu kullanımı teşvik ediliyor.
Tarım Politikalarının Yeniden Ele Alınması: Buğday üretiminde yerli tohumculuğa ve çiftçilere yönelik destekler artırılmalı. Tarımda dışa bağımlılık azaltılarak üretim maliyetleri düşürülmeli.
Gıda Fiyat Denetimi: Gıda zincirindeki aracılık maliyetleri denetlenmeli ve fiyat artışlarının spekülasyon kaynaklı olup olmadığı araştırılmalı.
Sosyal Destek Programları: Düşük gelirli ailelerin temel gıda ürünlerine erişimi için özel destek paketleri oluşturulmalı.
Bir ülkenin refah seviyesi, yalnızca ekonomik verilerle değil, halkının temel gıda ürünlerine erişim kolaylığıyla da ölçülür. Ekmek ve patates gibi temel ürünlerin dahi fiyatlarının karşılaştırılır hale gelmesi, ekonomi politikalarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini gösteriyor.
Eskiden sofralarımızda “patates kızartmasını ekmekle ye” diyerek geleneklerimize bağlı kalırdık. Şimdi ise ekmeğin tükenmemesi için patates vermeyi düşünür hale geldik. Bu dönüşüm, sadece sofralarımızı değil, aynı zamanda toplumsal ekonomik dengelerimizi de etkiliyor.
Bu tabloyu değiştirmek mümkün mü? Elbette. Ancak bunun için kararlı politikalar ve toplumun temel ihtiyaçlarına yönelik hassas bir ekonomik planlama şart.
- Türkiye’nin Suriye Hamlesi: Devrim Gibi Diplomasi, Dünya Şaşkın!
- "Hızlı Namaz, Boş Camiler: İmamların ve Cemaatin Ayrılan Yolları"
- Vatandaşın Beklentileri ve Gerçekler
- Camiler ve İmamlar
- Gazze'de Yaşanan İnsani Kriz ve Katliam
- Petrol Kuyuları
- KIYMETİNİ BİLEMEDİK..
- Kiracılar ve Kiralar
- 18 MÜEZZİN !
- "BIR TORBA TOZ ŞEKER...!
- VAHHABİ/SELEFİ TEHLİKESİ!
- 1970’LERDE GENÇ OLMAK