-
Uğur ÖZTÜRK
Tarih: 07-04-2025 10:06:00
Güncelleme: 07-04-2025 10:06:00
Balıkesir Belediye Başkanı, CHP’li Ahmet Akın, son dönemde çok tartışılan bir karar alarak, belediyeye ait olan değerli tarla ve arsaları satışa çıkardı. Bu arsalar, sadece mali olarak değil, aynı zamanda şehrin tarihi ve kültürel dokusu açısından da büyük bir öneme sahip. İçlerinde su depoları, koruluklar, şadırvanlar ve çeşmeler gibi hayati unsurlar bulunan bu alanların satışa sunulması, şehir halkı ve çeşitli kesimler tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı.
Satışa Çıkarılan Varlıkların Değeri ve Sonuçları
Belediyenin mülkiyetindeki bu değerli araziler, Balıkesir’in toplumsal yapısı ve ekosistemi için çok önemli unsurlar taşıyor. Su depoları, koruluklar ve çeşitli sosyal donatılar, halkın ortak kullanımına açık olan ve şehri değerli kılan unsurlar arasında yer alıyor. Ancak, Belediye Başkanı Ahmet Akın, bu arazilerin satışa çıkarılmasının şehre herhangi bir katma değer sağlamayacağını göz ardı etmiş gibi görünüyor. Eleştirmenler, bunun bir tür "mirasyedi" zihniyeti olarak nitelendiriyorlar; yani, var olan değerlerin sadece paraya dönüştürülmesi ve sonrasında bu kaynakların tükenmesi durumu.
Bu zihniyetin, toplum için uzun vadede olumsuz etkiler yaratacağı ortada. Zira, bir ülkenin ya da belediyenin mirasını elinde tutanların, o mirası gelecek nesillere aktarmakla yükümlü olduğu bir gerçektir. Ancak bu anlayış, maalesef her geçen gün yerini kısa vadeli menfaatler peşinde koşan bir zihniyete bırakıyor. Herkesin yararına olan bu değerli alanlar, yalnızca geçici finansal kazançlar için satılmakta ve bu da kentteki sosyal dokunun zayıflamasına neden olmaktadır.
"Sonra Ne Olacak?" Sorusu
Peki, bu satış işlemlerinin sonunda ne olacak? Belediye Başkanının bu kararı almasının ardından, bir süre sonra bu satılan alanların üzerinde büyük bir yapılaşma ya da ticari faaliyetler ortaya çıkarsa, Balıkesir halkının bir kısmı bu değişimden memnun olmayacaktır. Sadece şehrin fiziki yapısı değil, halkın yaşam tarzı da bu dönüşümden olumsuz etkilenebilir. Eski yerleşim yerlerinin, doğal alanların ve sosyal altyapıların yok olması, hem estetik hem de ekolojik açıdan büyük kayıplara yol açacaktır.
Ve ne yazık ki, bu tür kararlar alındığında, genellikle bir sonraki aşama olarak, hükümete karşı suçlamalar yükselmeye başlar. "Hükümet bizi engelliyor," "Kaynaklarımızı kısıtlıyorlar," gibi söylemler, işin kolaycı tarafı olarak öne çıkabilir. Ama asıl mesele, yerel yönetimlerin ve belediyelerin kendi sorumluluklarını yerine getirmeleri, halkın çıkarlarını göz önünde bulundurmalarıdır. Bu tür eleştiriler, durumu gerçekten anlamayan bir yaklaşımın sonucudur.
Bir Zihniyetin Eleştirisi: "Mirasyedi Evlat" Durumu
Ahmet Akın’ın kararını eleştirenler, belediye yönetiminin tam olarak "mirasyedi" bir zihniyeti benimsediğini savunuyorlar. Bu yaklaşım, geçmişin değerleri üzerine kurulu bir geleceği inşa etme yerine, mevcut kaynakların heba edilmesi anlamına geliyor. Bu durum, sadece mevcut belediye yönetiminin değil, daha geniş anlamda tüm halkın geleceğine zarar vermek anlamına gelir. Tıpkı bir mirasyedi evlat gibi, eski zamanlardan kalan mirası sadece tüketip tüketip yok etmek, bir toplum için uzun vadede kayıplara yol açacak bir anlayıştır.
Sonuç ve Geleceğe Dair İhtimaller
Balıkesir’deki bu gelişme, yerel yönetimlerin sorumlulukları konusunda ciddi bir düşünme fırsatı sunuyor. Belediye başkanları, halkın ortak değerlerini korumak ve sürdürülebilir bir şehircilik anlayışı geliştirmek zorundadır. Ancak, maalesef çoğu zaman bu tür kararlar, uzun vadeli düşünülmeden, kısa vadeli finansal çıkarlar doğrultusunda alınmaktadır.
Satışa çıkarılan bu arazilerin, Balıkesir halkı için ne tür sonuçlar doğuracağı zamanla anlaşılacaktır. Ancak önemli olan, gelecekte benzer hataların tekrarlanmaması için daha dikkatli ve sorumlu bir yönetim anlayışının benimsenmesidir. Balıkesir, geçmişin değerlerine sahip çıkacak ve onları koruyacak bir yönetim anlayışına ihtiyaç duyuyor. Aksi takdirde, bu tür "katma değer üretmeyen" zihniyetler şehri ve halkı uzun vadede çok daha fazla zor durumda bırakabilir.
- Harp Cerrahisi ve Askeri Hastanelerin Kapatılması
- Arzuhalci Kemal Sadık Gökçeli’den Yaşar Kemal’e Giden Yol
- 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü: Basının Özgürlüğü ve Sorumluluğu
- "Baharat Gibi Değil, Altın Gibi Fiyatlar: Karabiberin Tadı Kaçtı!"
- "Bandırmaspor’a Yakışır Bir Stat İçin Geri Sayım Başladı"
- Bandırma’da AK Parti’nin Seçim Başarısızlığının Nedenleri
- Cemal Öztaylan Ve Ak Parti
- TÜRKİYE YAĞ ÜRETİMİ / TÜKETİMİ..!