-
Seher Toprak
Tarih: 18-03-2025 12:05:00
Güncelleme: 18-03-2025 12:05:00
Ramazan ayı geldi, her yıl olduğu gibi yine yer sofrasında iftar açan gösterişli programlar, televizyon ekranlarını süslemeye başladı. Belediyeler, dernekler, siyasiler ve ünlüler, yere kurulmuş sofraların etrafında poz vererek, Ramazan’ın "sade ve mütevazı" ruhunu yansıttıklarını iddia ediyorlar.
Ancak gerçek hayat sahnelerde oynanan bu tiyatrodan çok farklı…
Bugün Ramazan sofrası kurmak, sadeliğin değil, geçim sıkıntısının zorunlu bir sonucu haline geldi. İnsanlar gösterişli iftar organizasyonlarında kameralar önünde sahte bir mütevazılık sergilerken, gerçek fakir sofralarında iftar açacak yemek bile bulunmuyor.
Gerçekleri Görmek İsteyen Var mı?
Eğer Ramazan’ın ruhunu gerçekten anlamak istiyorsanız, önceden hazırlanmış bir iftar programına değil, habersiz bir şekilde herhangi bir dar gelirli ailenin evine gidin. Göreceğiniz şey şudur:
Yer sofrası yok, çünkü önemli olan sofranın yere serilmesi değil, üzerine konulacak yemeğin olup olmadığıdır.
Sofralar fakir ama açlıkla, yoksullukla mücadelenin sessiz çığlıklarını barındırıyor.
Kimi evlerde çorba kaynamıyor, kimi evlerde ise tek çeşit yemek var ve o da idareli yeniyor ki ertesi güne de kalsın.
Bugün bir iftar sofrası hazırlamak, bir aile için ciddi bir maliyet anlamına geliyor. Et, sebze, peynir, yağ, ekmek… Hepsi zamlarla uçmuş durumda. Market ve pazar fiyatları her geçen gün artarken, asgari ücretle geçinenler ya da emekliler için Ramazan, açlıkla sınandıkları bir ay haline geldi.
Hayat Pahalı, Sofralar Boş
Ramazan ayı geldiğinde, herkesin konuştuğu konu genellikle gıda fiyatlarının ne kadar yükseldiği oluyor. İnsanlar çarşıya, pazara çıktığında neyle karşılaşıyor?
Et ve süt ürünleri lüks tüketim haline geldi. Bir kilo et almak, birçok aile için artık ayda bir kere yapılabilecek bir harcama oldu.
Sebze ve meyve fiyatları bile el yakıyor. Salatalık, domates gibi temel ürünler bile vatandaşın gözünde "lüks" kategorisine girmiş durumda.
Ekmek, en temel besin kaynağı haline geldi. Çünkü artık sofralarda çeşit kalmadı, insanlar sadece karnını doyuracak kadar yiyebiliyor.
Peki, bu gerçeklerin farkında olan kaç kişi var? Yer sofralarında gösteri yapanlar, aynı fakir halkın gerçekte nasıl bir mücadele verdiğini biliyor mu?
Tiyatroya Son Verin, Gerçeklerle Yüzleşin
Ramazan’ın ruhu, gösterişli iftar sofralarında, yere diz çöküp yemek yemekte değil, yardımlaşmada, dayanışmada ve paylaşımda gizlidir. Ama ne yazık ki, günümüzün Ramazan’ı bir "sosyal medya şovuna" dönüştü.
Bu yüzden artık şu sahte gösterilere bir son verin:
Yere kurulmuş sofralarla "halkın içindeymiş" gibi poz vermekten vazgeçin.
Gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşın, gerçekten aç insanları görün.
İftar sofralarını süslemek yerine, boş sofralara bir tas çorba koymaya odaklanın.
Bugün Ramazan’ın en büyük sınavı, gösteriş mi, gerçek yardım mı? sorusunun cevabıdır. Ve bu sınavı geçmek için sadece poz vermek yetmez, gerçekten el uzatmak gerekir.
- Eskiden Banka Müdürüydü, Şimdi Formalite Memuru!
- "Klinikte Olması Gerekenler Aramızda: Şiddet ve Tehlike Yükseliyor"
- Gülüşün Derin Anlamı: İnsan Ruhunu Tanımanın Yolu
- Bandırma Belediyesi Halk Lokantası
- Dursun Mirza ve Bandırma Belediyesi: Liderlik ve Eleştiriler
- Bu böcek bir doğa mucizesi
- Yokluklara Susadım
- “Yaşamın kuralları”
- HAYATA DAİR..
- ŞARKILARDA GİZLİYDİ ONLARIN BÜYÜK AŞKI..
- PARANIZ DÜŞTÜ BEYEFENDİ...
- "ÜÇ NAL'A GELEN DÖRT NALA GİDER"