-
Ramazan Say
Tarih: 10-11-2024 03:28:00
Güncelleme: 10-11-2024 03:30:00
Günümüz toplumunda, saygının ne kadar aşındığına dair pek çok örnekle karşılaşıyoruz. Özellikle yaşlılar, hamileler ve kadınlar gibi savunmasız gruplara yönelik saygının giderek daha da yok olduğu bir dönemde yaşıyoruz.
Bu saygısızlık, en çok gençler arasında kendini gösteriyor. Özellikle otobüslerde ve toplu taşıma araçlarında, gençlerin ellerinde telefonlarıyla vakit geçirmeleri ve çevrelerine duyarsız bir şekilde camdan dışarı bakmaları, toplumsal değerlerin giderek eridiğini gözler önüne seriyor.
Gençlerin, yaşlılara, hamilelere ve kadınlara yer verme gibi basit bir incelikten bile yoksun olduklarını görmek, sadece bir ahlaki zayıflama değil, aynı zamanda toplumun geleceğine dair ciddi endişelere yol açmaktadır.
Bir toplumu ayakta tutan değerler, bireylerin birbirine duyduğu saygıya ve empatiye dayanır. Ancak son yıllarda gözlemlenen eğilimler, gençlerin bu değerlerden uzaklaştığını ve sadece kendi dünyalarına odaklandıklarını gösteriyor.
Özellikle otobüslerde ya da diğer toplu taşıma araçlarında, yaşlı, hamile veya kadın yolculara yer verilmemesi, bu saygı eksikliğinin somut bir örneğidir. Bireylerin, telefonlarıyla meşgul olup, camdan dışarı bakarak etraflarındaki dünyadan kopması, bir başka tehlikenin göstergesidir: toplumsal bilinç ve empati kaybı.
Sosyal medya ve dijital dünyanın etkisiyle gençlerin fiziksel dünyaya olan bağları giderek zayıflıyor. Bu dijital bağımlılık, kişiler arasındaki insanî ilişkileri ve duygusal bağları zayıflatarak, daha yalnız ve bencil bir neslin ortaya çıkmasına neden oluyor.
Toplumun ahlaki yapısının bozulması, sadece bireysel bir sorun değil, kolektif bir kriz halini almıştır. Gençler, birbirlerine karşı empati duygusunu kaybettikçe, toplumun bu empati eksikliğinden zarar göreceği aşikârdır.
Peki, bu sorunun çözümü nedir? Öncelikle, eğitim sistemine ve aile yapısına yönelik ciddi reformlar gerekmektedir. Ahlakî değerlerin sadece teorik olarak değil, pratikte de öğretilmesi büyük önem taşımaktadır.
Okullarda, saygı, empati ve toplumsal sorumluluk gibi kavramların daha fazla işlenmesi ve günlük yaşamda bu değerlerin nasıl uygulanacağına dair bilinçlendirmeler yapılması gerekmektedir.
Ayrıca, ailelerin de çocuklarına saygı, yardımseverlik ve toplumsal değerleri kazandırması gerekmektedir. Bu değerlerin bireylerin hayatına dâhil edilmesi, sadece okullarla sınırlı kalmamalı, tüm toplumun ortak sorumluluğu olmalıdır.
Toplumun geleceği, gençlerin üzerine kuruludur.
Eğer gençler, yalnızca kendilerini değil, çevrelerindeki savunmasız insanları da dikkate alarak bir empati duygusu geliştirebilirlerse, toplumsal barış ve düzenin temelleri yeniden güçlenebilir. Ancak bu sorumluluk, sadece gençlerin değil, tüm toplumun paylaşması gereken bir yükümlülüktür.
- Türk Devletinin Cesur Savcısı: Akın Gürlek ve Terörle Mücadeledeki Kararlılığı
- Bir Markaya Kurulan Kumpas mı?
- İmamlar Yattığı Yerden Maaş Alıyor
- Belediyeler ve SGK Borçları
- PEYAMİ SAFA
- İSTANBUL MURADINA ERSİN.
- 50 YAŞ ÜZERİNE MUHTEŞEM BİR YAZI
- 50 YAŞ ÜZERİNE MUHTEŞEM BİR YAZI
- Deveye diken, insana öpen…
- CHP iktidar olmadığı sürece Ayasofya camii ibadete kapanmaz
- Bu nasıl iş anlamadım!
- Bekleyin, seçimden sonra şenlik var.