Meltem Yılmaz

Türk müziğinin efsane ismi Ferdi Tayfur ile komedi dünyasının başarılı ismi Ata Demirer arasında 2009 yılında başlayan ve yıllarca süren bir senaryo tartışması, Tayfur'un vefatının ardından yeniden gündeme geldi.

Başlangıç Noktası: Bir Televizyon Programı

2009 yılında Yüksel Aytuğ'un sunduğu bir televizyon programında bir araya gelen Ferdi Tayfur ve Ata Demirer arasında, Tayfur'un "Lambalı Saz" adlı film projesini Demirer'e sunmasıyla başlayan bir diyalog yaşandı. Tayfur, bu projede Demirer'i başrolde görmek istediğini belirtti. Demirer ise bu teklifi onur verici bulduğunu ifade etti.

"Berlin Kaplanı" ve Suçlamalar

2012 yılında Ata Demirer, "Berlin Kaplanı" adlı filmiyle izleyici karşısına çıktı. Filmin gösterime girmesinin ardından Ferdi Tayfur, senaryosunun Demirer tarafından izinsiz kullanıldığını iddia ederek, "Senaryomu çaldı." şeklinde açıklamalarda bulundu. Bu iddialar üzerine Tayfur, "Senaryo Benim" adını verdiği bir kampanya başlattı ve hukuki süreç için adım attı.

Hukuki Süreç ve Mahkeme Kararı

Ata Demirer, Tayfur'un iddialarını reddederek, "Ne okudum, ne aldım, ne çaldım." şeklinde bir açıklama yaptı ve Tayfur'a karşı dava açtı. 2014 yılında sonuçlanan davada mahkeme, "Berlin Kaplanı" filminin senaryosunun Demirer'e ait olduğuna hükmetti ve Tayfur'un film üzerinde herhangi bir hakkı bulunmadığını belirtti.

Tayfur'un Sağlık Sorunları ve Vefatı

Ferdi Tayfur, yaşanan bu süreçte büyük üzüntü yaşadığını ve bu stresin sağlık sorunlarına yol açtığını ifade etti. Tayfur, "Berlin Kaplanı" filminin kendi senaryosundan alıntı yapılarak çekilmesinden dolayı üzülerek felç geçirdiğini belirtti. Ayrıca, Ata Demirer'e "Hakkımı helal etmiyorum." dedi.

 Kamuoyundaki Yankıları

Ferdi Tayfur'un vefatının ardından, Ata Demirer'in herhangi bir taziye mesajı paylaşmaması sosyal medyada eleştirilere neden oldu. Kullanıcılar, Demirer'in sessizliğini eleştirerek, geçmişte yaşanan anlaşmazlığa rağmen bir başsağlığı mesajı beklediklerini dile getirdiler.

Bu olay, telif hakları ve fikri mülkiyet konularının sanat dünyasında ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Sanatçılar arasındaki iletişim ve iş birliğinin, olası anlaşmazlıkların önüne geçmek için şeffaf ve açık olması gerektiği bir kez daha anlaşıldı.