-
Kemal Akman
Tarih: 01-02-2025 14:02:00
Güncelleme: 01-02-2025 14:02:00
Yaşlılık, genellikle bedenin zamanla yaşlanmasının bir sonucu olarak görülse de, gerçek anlamda yaşlanmak daha çok bir zihinsel haldir. Cicero'nun yaşlılık hakkındaki derin düşünceleri, bu anlayışı çok güzel bir şekilde dile getiriyor. Bir gün, Cicero'ya yaşlılık hakkında sorulan bir soru üzerine verdiği cevap, insanın yaşlanma kavramını sorgulamasına yol açmaktadır: "Yarışı birinci bitiren bir at, neden bir daha başlangıç çizgisine dönmek istesin ki?"
Bu yanıt, gençlik ve yaşlılık arasında bir fark olduğu fikrini pekiştirse de, aslında hayatın değerini ve olgunluğun anlamını derinlemesine anlatmaktadır. Cicero'nun sözlerinden yola çıkarak şunu söylemek mümkündür: Yaşlanmak, sadece vücudun yıllar içinde yaşlanması ile ilgili bir durum değildir; gerçek yaşlanma, ideallerin, heyecanların ve umutların bitişiyle başlar. Beden yaşlanabilir, ancak ruh ve zihin yeniliklere, keşiflere, umutlara ve sevgilere açık kaldığı sürece genç kalabilir.
Gençlik, Bir Yaşam Evresi Değil, Bir Akıl Halidir
Cicero’nun yaşlılıkla ilgili bir diğer önemli düşüncesi de, gençliğin bir "hayat devresi" değil, bir "akıl hali" olduğudur. Zihinsel olarak genç kalabilmek, insanın içindeki taze heyecanları ve yaşam sevinçlerini muhafaza etmesine bağlıdır. Yaşlanmak, sadece yaşadığınız yıl sayısı ile değil, yaşadığınız anların içeriğiyle ilgilidir. Yıllar cildi buruştsa da, ruhunuzu yaşlandırmaz. İçsel gençlik, tıpkı bir genç gibi neşeli ve canlı kalabilmeyi başaranlarda yaşar.
İdeallerin Gücü ve Yaşlanmanın Sınırı
Cicero’nun belirttiği gibi, yaşlanmanın en temel sebebi, ideallerin bitişidir. İnsan hayatta bir şeylere inanarak, hayalleri ve hedefleri doğrultusunda yaşar. Ancak, bu ideallerin yokluğu, insanın hayata karşı tutkusunu kaybetmesine, cesaretini yitirmesine ve en nihayetinde yaşlanmasına yol açar. Bir insan ne kadar çok umut besler ve yeni şeyler keşfederse, o kadar genç kalır.
Gerçekten yaşamak, yeni deneyimler edinmek, başarmaya çalışmak ve öğrenmek demektir. Bütün bunlar insanın içindeki gençliği besler. Bu yüzden, insanların yaşadıkça yaşlandıklarını düşünmeleri yanıltıcı olabilir. Aslında, bir insan hayata ne kadar katılım gösterirse, o kadar genç kalır.
Yaşlanmak, Bir Karar Meselesidir
Yaşlanmak bir tercih meselesidir. İnsan, bir gün içsel olarak yaşlı olmaya karar verdiğinde yaşlanır. Bu karar, genellikle umutsuzluk, korku, yenilgilerle beslenen bir zihinsel duruma girildiğinde alınır. Oysa yaşlanmamak, her yaşta yeni şeyler öğrenmek, kalbinde sevgi taşımak, hayatta güzellikleri görmek, başkalarıyla neşelenmek ve bir şeylere tutunmakla mümkündür.
Yaşlılık, fiziksel bir durum olabilir, ancak içsel gençliği muhafaza etmek, insanın elindedir. Zihni genç tutmak, her yaşta neşeli ve umutlu kalmak mümkündür. Çünkü yaşamın en değerli yönü, yaşadıklarımız değil, yaşadıklarımızı nasıl deneyimlediğimizdir.
- Sadaka Düzeni ve AK Seçmenin Oluşumu
- Araç Muayene İhalesinde Tartışmalı Şartlar: Tüvtürk Tek Aday mı Olacak?
- Antep’ten Fıstık, Erzurum’dan Kadayıf, Marka Dubai: Yerli Değer, Yabancı Marka!"
- Toplumda Cemaatlerin Yükselişi
- Türkiye’de Ekonomik Kriz ve Hayat Pahalılığı
- Aşılar ve Tıbbın Dönüşümü: Güvenin Yıkılışı
- Gazetelerin ve Televizyonların Günümüzdeki Değişen Rolü
- Trabzon’da AK Parti’de Adaletsizlik Tartışmaları: Başarının Cezalandırıldığı Yer Çarşıbaşı mı?
- Bolu Mucizesi: Temiz Sokaklar, Fark Yaratan Yönetim
- Türkiye’de Yabancı Yatırımlar ve Vatandaşlık İlişkisi