-
Celal Atik
Tarih: 27-10-2024 10:52:00
Güncelleme: 27-10-2024 11:04:00
Bir zamanlar, adaletin ve düzenin kaybolduğu bir ülkede halk ayaklandı. Haklıydılar; zira yıllardır süren baskılar ve adaletsizlikler, toplumun her kesiminde derin yaralar açmıştı. Bu isyanın ardında yatan nedenler, halkın umutlarını yeşerten bir değişim arzusu idi.
Hükümdar, isyanı bastırmak için halkı meydandaki devasa bir havuzun etrafında topladı. Dikkat çekici bir çözüm önerdi: "Eğer isterseniz benden kurtulabilirsiniz. Bu havuzu süt ile doldurun, ben tahtımı bırakacağım." Basit görünen bu teklif, halkı tekrar bir araya getirdi. Herkesin gece yarısından sonra tek başına bir kova süt dökmesi gerekiyordu. Fakat burada bir tuzak vardı: "Benim döktüğüm su, diğer sütlerin içinde kaybolur," düşüncesi, birçok kişinin aklını çeldi.
Ertesi sabah, havuz açıldığında ortaya çıkan manzara, herkesin umudunu yerle bir etti: havuz, besbelli bir su ile doluydu. Herkes, kendi çıkarlarını düşünerek hareket etmiş, başkalarının katkısının önemini göz ardı etmişti. Hükümdar, gülümseyerek konuştu: "Gördünüz mü? Siz ne iseniz ben de oyum! Bu düzenbazlık ve çıkarcılık, benim tahtımda kalmamı sağladı."
Bu hikaye, aslında bireysel sorumluluğumuzun ve kolektif hareket etmenin önemini vurguluyor. Herkesin kendi çıkarını düşündüğü bir ortamda, toplumsal değişim sağlamak imkânsız hale geliyor. Hükümdarın bu durumu fırsata çevirmesi, halkın kendi içindeki sorunları gözden kaçırmasının bir sonucuydu.
Düzenbazlık ve çıkarcılıkla dolu bir toplumda, değişim hayali sadece bir rüyadan ibaret kalıyor. Bu durum, sadece hükümdarın değil, aynı zamanda halkın da bir yansıması. Bu hikaye, bizlere; kolektif hareket etmenin, dayanışmanın ve birbirimize destek olmanın önemini hatırlatıyor.
Sonuç olarak, adalet arayışında olan bir halkın, öncelikle kendi içindeki sorunları çözmesi, birbirine güvenmesi ve dayanışma göstermesi gerekmektedir. Aksi takdirde, daha iyi bir gelecek hayali suya düşer. Hükümdar tahtında kalmaya devam ederken, halk yine kendi tuzağında boğulmaya mahkûm olur.
- İtperestlik ve Kutsallarımıza Saldırı
- Dursun Mirza Bandırma’yı Parsel Parsel Satıyor!
- Kartalkaya’daki 30 Bin TL’lik Gecelik Fiyat ve Yangının Gölgesinde Kalan Lüks
- Ekmek 15 TL, Süt 17 TL, Çiftçinin Sesi Nerede?
- Milletvekilleri, İl ve İlçe Başkanları, Belediye Meclis Üyeleri: Vatandaşın Sesini Duymazdan Geliyor!
- AK Parti’de Parti İçi Demokrasi Tehlikede Mi?
- Sahil Kesimi İşgal Altında..
- Nakitsiz Alışveriş
- On cellatla tek başına dövüşerek henüz 18 yaşında şehit olan bir padişah...
- HİÇLİK MAKAMI...
- AH BU İMAMLAR!...
- PKK diyemeyen o dil tesadüf değildir!